Gamze Özdemir : Tavşan Peter Masalı

TAVŞAN PETER MASALI

 

İlk basıldığı zamandan bu yana 116 sene geçmiş, 36 dile çevrilmiş olan Beatrix Potter’ın Tavşan Peter Masalı, İngiliz Çocuk Edebiyatı’nın en eski örnekleri arasında yer alıyor. Günümüzde her yıl iki milyonun üzerinde ve her dört dakikada bir satılan Beatrix Potter kitapları bugün dünyanın en çok satan çocuk kitaplarının başında geliyor. Potter, hem çizip hem de hikayelerini yazdığı bu karakteri küçük yaşlarda beslediği ve adı Peter Piper olan tavşanından esinlenerek oluşturmuştur Yazları ailesi ile tatile gittikleri Lake District bölgesinde geçirdiği çocukluk çağında gözlemlediklerinden ilham alarak çizdiği hayvanlara, hikayeler yazarak edebi hayatına başlamıştır İngiliz yazar. Miss. Potter (2006) filmini izledikten sonra Beatrix Potter’ın ayak izlerini takip etmek üzere Londra’dan Lake District’e gitmek için tren biletimi aldım bir vakit. Bu bölge göller bölgesi de diyebileceğimiz dağlarla çevrili, doğanın içinde kaybolup, tertemiz havasını soluyabildiğimiz, yazar Beatrix Potter’ın eserlerinin sergilendiği galerisi, yaşadığı evleri ile nam salmış ufak kasabalardan oluşuyor. Windermere’da trenden inerek başlıyorum keşfetmeye.

 

İlk durağım Beatrix Potter’ın orjinal ilüstrasyonlarının sergilendiği Beatrix Potter Dünyası müzesi oluyor. İçeride hikayeden tanıdığım Tavşan Peter, kuzeni Benjamin Bunny, kız kardeşleri Pofuduk, Pasaklı ve Pu-kuyruk, Jemima Pamuk-Ördek, Bay Jeremy Fisher, Bayan Tiggy-Winkle ve daha bir çok karakter canlanmış beni karşılıyorlar. Bölgeyi dolaştıkça hikayelerinde kurguladığı hayvanların gerçek hayattan esinlenerek yazdığını bildiğim yazarın bahsettiği mekanların da gerçekte var olduğunu görüyorum. Potter, ilk olarak çizdiği ve kartpostal olarak bastırdığı Tavşan Peter ilustrasyonunu, hikayesini de mektuba yazarak bir arkadaşının hasta olan oğluna gönderir . Daha sonra Sincap Nutkin ile Kurbağa Jeremy Fisher’ın da hikayelerini ilustrasyonlarıyla beraber yazıp başka çocuklara postalar. Hayali kitaplarını yayınlayabilmek olan yazar doğru adresi bulana kadar 6 tane yayınevinden ‘’ bu kitaplar satmaz’’ cevabını alır. Dahası yaşadığı dönem, ailesinin soylu yaşam tarzı ve dini inançlarından ötürü etrafında yazar olması konusuna destek göremez. Çünkü Victoria döneminde kadınlar yüksek öğrenime devam etmezler, ve erken yaşlarda evlenirler. Kitaplarını bastırmak istediği zaman yaşı 36 olan yazarın özellikle annesi onun yazar olma tutkusuna mani olmak ister ve küçümser. Fakat en nihayetinde 1902 yılında daha sonra da kitaplarını uzun bir sure basacak olan Frederick Warne & Co yayınevinden olumlu bir yanıt alır. Kitaplar basılır basılmaz kısa zamanda hızla tükenir, bir yıl içinde altıncı baskıya gider ve 56.500 adet basılır, sonra yayınevi diğer hikayelerini de basmayı teklif eder.  

 

İlk hikayeleri 1902 yılında basılan yazarın kitapları aynı yayınevinden 1922 yılına kadar basılmaya devam etmiş, toplamda 23 kitabı çıkmıştır. Mavi ceket giyen ve ayağında botları olan, annesinin tüm uyarılarına rağmen (onu dinlemeyip) komşunun bahçesine sebze-meyve kemirmek için kaçan afacan tavşan Peter ve arkadaşlarının diğer hikayeleri çocuklar kadar yetişkinler tarafından da çok sevilmiştir.  Beatrix Potter’ın kitaplarının sevilmesinde hayal gücünün kuvveti, gerçek mekanlar kullanması, çizdiği hayvan resimlerinin canlı ve kaliteli ilüstrayonlar oluşu, hikayelerinde didaktik olmayan bir dil kullanması etkili olmuştur. Kitabın iyi bir başarı yakaladığını gören yazar, 1903 senesinde  günümüzde ilk lisanlı ürün olma özelliğini taşıyan bir Tavşan Peter peluş hayvanı dikmiş, ve bunu da bir çocuğa hediye etmiştir. Daha sonra Peter’ın bir çok ürünü yapılmış, ve o bütün dünyaya nam salmış bir tavşan haline gelmiştir. O dönem Walt Disney tavşanın animasyon filmini yapmak istese de Potter bunu kabul etmemiştir.

 

Beatrix Potter’ın ayak izlerini takip ettiğim Lake District gezime, şehir hayatını çok da sevmeyen ve bir doğa aşığı olan Potter’ın çiftlik hayatını yaşamak ve hikayelerine yeni kahramanlar eklemek üzere tamamen taşındığı Hill Top çiftliğini gezerek devam ediyorum. Windermere bölgesinden ufak bir feribota binerek gölün karşı kıyısına, Hawkshead kasabasına gitmek üzere geçiyorum. Buradan alabildiğince yeşil yaylaların, otlayan kuzuların, keçilerin, dinlenen ineklerin ve sevimli çiftliklerin seyrine doyarak uzun bir yürüyüş sonrasında Potter’ın kitaplarının geliriyle satın aldığı ve evlenene kadar yalnız yaşadığı Hill Top Çiftliğini ziyaret ediyorum. Bu çiftlikte yazarın 150 yıldır korunan eşyaları ile beraber orjinal eserlerini de görebiliyoruz.

 

Çocukluğu Londra’da geçen yazar erkek kardeşiyle beraber başka çocuklardan izole bir hayat yaşamış, bir soylu gibi değil halkın arasında yaşamanın özlemini çekmiştir. Beatrix Potter, çiftlik hayatına dönmesiyle beraber yazarlığın yanı sıra çiftçiliği öğrenmiş, yaşadığı bölgede doğal hayatın korunması için uğraş vermiş, çiftliğinde neslinin tükenme tehlikesiyle karşı karşıya olan o yöreye ait Herdwick koyunlarının üremesi ve beslenmesine destek olarak bölge hayvancılığında önemli bir yol oynamıştır. Bölgedeki doğal hayata sahip çıkmak ve imara açılmasına engel olmak amacıyla açık artırmalara katılarak bazen değerinin çok üstünde teklifler vererek arsa sahibi olmuştur.  Yasal avukatı William Harris ile evlendikten sonra büyük bir çiftlik evi alıp, oraya yerleşmiş 1943 yılında burada vefat etmiştir. Ölümünden sonra isteği üzerine sahip olduğu 15 çiftlik ve dört bin akrelik arsa National Trust’a (İngiltere’nin Milli Servet birimi) bağışlanmıştır. Yazarın, 150 yıllık mirası aynı şekilde korunmakta olup, çiftliği ve yaşadığı bölge her yıl binlerce kişi tarafından ziyaret edilmektedir. Daha çok yürüyerek keşfetmeye çalıştığım Lake District bölgesinde, yüz yıl önce Potter’ın yaşadığı, gezdiği, izleyerek ilham aldığı manzaraları kitaplarına konuk ettiği şekliyle bulmak ,yazarın esin kaynaklarını bugün dahi en doğal haliyle hissetmeme sebep oldu.