Masal mı? Gerçeklik mi?
“Bir varmış bir yokmuş, deve tellal horoz imam manda berber iken; annem kaşıkta, babam beşikte iken. Ben babamın beşiğini tıngır mıngır sallar iken” diye başlar masalsı hikayeler, merakla dinlediğimiz o gerçekçi hikayelerinin, başlangıç zili. Sonunu düşünmeksizin sanki o anlatılan hikayelerin belli bölümlerinde kendimizi düşüncelere dalarken buluruz. Bir nebzede olsa kendimizi bulduğumuz bir masalsı hikâyenin baş kahramanı gibi. Peki biz böyle hissederken gerçekte kendi hayat hikayemiz, bunun neresinde kalıyordu?
İnsanoğlu kendi benliğinin farkında olmadan dış dünyadaki karakterlerin ya hayranı ya da düşmanı oluveriyor. Aslında bakarsak kendi varoluşumuzda hem eksi hem artı davranış biçimleri var. Allah bizleri bu evrenin dengesinde var etti ve bizlerinde o dengede kalması için önümüze engeller ve o engelleri aşmamız içinde fırsatlar verdi, vermeye de devam ediyor. Biz bu sorunlarla mücadele ederken aslında kendi hayatımızın da bir hikayesi olduğunu unutuyoruz veyahut göremiyoruz. Algılarımız bizi hep dış dünyadaki ütopik olayların veya yaşanmış hikayelerin izlerini taşımamız için sinyaller veriyor.
“Hayat kısa, kuşlar uçuyor” cümlesi beni her üzüntülü ve sevinçli zamanlarımda etkileyen bir cümle olmuştur. Çünkü bu hayatın devamlılığı yok, bir yerde bir şekilde bu hayattan gözlerimizi yumarak veda edeceğiz. Kimi hırsıyla, kimi öfkesiyle, kimi merhametsizliğiyle, kimi sevgisizliğiyle ya da bunların tam zıttı olumluluklarla gözlerini yumacak. Peki soruyorum, kötü davranışlara tutunarak ölmek mi yoksa iyilik ve sevgiyle yaşamaya gayret ederek mi bu hikâyeyi sonlandıracağız? Bunun cevabı elbette kalbinizden geçiyor. Nasıl bir hikayeyi dinlerken ağzımız açık veya iyi kötü bir durumda tepkisel davranışlar sergiliyoruz. Kendi hayatımızın döngüsünde de bir olayla karşılaştığımızda tam idrak ederek adım atmayı deneyelim, kendi hikayemizin baş kahramanı olalım.
Sevdiklerimiz etrafımızda olanlardır. Sevgi ve merhamet kalbimizin sirayeti olsun. -mış gibi değil gayretle her gün yeni bir adımla olsun. Bu söylenilenler o masalsı hikayelerdeki gibi kolay ve kabul edilesi şeyler değil, farkındayım. Hikayeleri veyahut manileri dinlerken onaylamak veyahut onaylamamak kolay olurken kendi hayatımızın akışında yaşadığımız iyi kötü bir olayda bunu kontrol etmek, bir tık geriden bakarak akıl ve merhamet dengesinde kalarak adım atmak inananın hiç kolay değil. E Allah’ta boşuna bizlere gayret ediniz demiyor. Kendi hayatımda anladığım en anlamlı şeylerden biri “mükemmel olmak zihnimizin bize bir oyunu, kendi benliğimizin noksanlığını ve karşı tarafında bu noksanlıkta olduğunu bilmek buna nazaran adım atmak ve bunun akabinde sevgi dilinin kalbimin en derinlerinde cereyan ettiğini ona göre olaylara yaklaşmam gerektirdiğini farkettirdi.” Değiştim ve değişmeye devam ediyordum. İşte bu da benim hayat hikayemin güzelliğiydi.
Bu yüzden sevgili okur, bir başkasının hayatını dinlerken, anlamaya çalışırken kendi hayatımızın hikayesini görmezden gelmeyelim.
Sevgiyle, esenle kalınız.