Kitaplarla dolu bir köşe
1Kitap1Fotoğraf sitesindeki köşeme öncelikle hoş geldiniz. Düzenli aralıklarla sizlerle burada buluşacak olmaktan dolayı mutluyum.
Kişisel olarak, burada bir araya gelmemizin ana nedeni, uzun yıllara dayanan yakın ilişkimizle kitaplardır. Bu durumun sizin için de geçerli olduğunu düşünüyorum.
Ben kendimi bildim bileli okurum, hayatım boyunca birçok sorumluluğumun, görevimin, aktivitelerimin yanında okumak ve kitaplar günlük hayatımın en önemli parçası olageldi. Oldum olası günlük rutinimde mutlaka kitap okumak yer bulur. Bunun yanında, her aktif okur gibi seveceğim ve okuma sıralamama uygun kitaplar araştırmak, okuduklarımla ilgili kitap yorumlarını incelemek, kitapçılar gezmek ve kütüphanelerde vakit geçirmek de bu rutinin bir parçası haline geldi. Dolayısıyla günlük hayatta okumamak diye bir şey yok benim için.
Okumak yegâne kültürlenme biçimi midir ve şart mıdır? Tartışılır. Ama sanırım bu soruya olan cevabımız belli olduğu için burada, bu köşede buluştuk. Bu yüzden naçizane bu ilk yazımda iyi bir okurun okumak yoluyla hayatına ve kişiliğine kazandırdığı önemli olumlu özelliklerden bahsetmek istiyorum.
En zor ve yorucu günlerde bile kitabını eline alıp düşüncelerini toparlamak, öz disiplinin en önemli göstergelerinden biridir bana kalırsa. Günümüzde, dikkat dağıtıcı birçok seçenek olsa da, kitaplara odaklanarak bu alışkanlığı edinmek ve korumak gerçekten büyük bir başarıdır.
Bununla beraber yine hızla akan zamana rağmen gün içinde okuma vakitlerini es geçmemek, bilakis bu süreyi artırmak için gayret içerisinde olmak, her zaman istenen yoğunlukta olmasa dahi içinde bu arzuyla yaşamak bile zaman yönetimi anlamında yıllar içinde ciddi bir kazanıma dönüşüyor. Bunun için usanmadan zaman yönetimini ele almaya çalışmak, okuma ortamları oluşturmak ve kısa, orta ve uzun vadeli okuma hedefleri belirlemek hayatın bir parçası haline geldiğinde, bu insanı en azından bu konuda istikrar sahibi ve disiplinli kılıyor.
Ayrıca okuma notları alan biriyseniz, okumalarınız zengin bir içeriğe, farklı yazılara dönüşür ve düzenli yazma alışkanlığı da kazandırır. Bu açıdan okuma alışkanlığı, aynı zamanda yaratıcılığı da besleyen bir kaynaktır. Kitaplar, hayal gücümüzü canlandırıyor ve yeni fikirlerin ortaya çıkmasına yardımcı oluyor. Kitaplar, okuyucularına ilham verip, her daim onları kendi düşünsel sınırlarını aşmaya teşvik ediyor.
Buna bağlı olarak okuma listeleri oluşturma, kategorik veya çeşitlendirerek okuma da kendi içinden gelerek okuma konusunda bir sürekliliği sağlamaya yardımcı oluyor.
Son olarak kitapla bağlantılı sosyalleşmenin de okuduklarını derinleştirme, karşılıklı fikir yürütme, okuduklarınla ilgili anlatacağın düşüncelerini dinleyecek bir çevre oluşturma da hayat kalitesini okumakla beraber artıran diğer unsurlardan biri. Öyle ki, bu zamanla bir tercihten ziyade ihtiyaca dönüşebiliyor ve bir zorunluluk haline geliyor. Nitekim okuduklarını sadece kendine saklamak ve paylaşmamak zamanla adeta insanın içinde birikiyor. Buna karşın okuduklarınla ilgili düşünce ve izlenimleri paylaşmak o birikimi her zaman katlıyor.
Okuma alışkanlığı, farklı kültürleri, deneyimleri ve düşünce tarzlarını anlama ve değerlendirme konusunda bir köprü görevi görüyor. Farklı yazarların eserlerinden ve çeşitli bakış açılarından okumak, insanların dünya görüşlerini genişletmesine katkıda bulunur. Belki de hayat boyu gidip göremeyeceğiz ülkeler, şehirler, asla tanışma imkanı bulamayacağımız insanlarla ilgili bilgi edinmek, onların kültür ve yaşam tarzlarını tanımak kitaplarla mümkün hale geliyor. Ön yargıları kırmak, olayları ve insanları farklı pencerelerden değerlendirme imkanı sağlayan bu çeşitlilik, empati yeteneğini geliştiriyor ve insanları daha kapsayıcı düşünmeye teşvik ediyor.
Bunların dışında kitap okumanın ve kitaplarla hemhal olmanın hayata binbir katkısı var, ancak kişisel tekamüle katkıda bulunan bu birkaç nokta bile okumanın zenginliğini ortaya koymak konusunda çok önemli ve değerli kazanımlar.
Okuma yolculuğumuzun bir sonraki durağında tekrar buluşmak dileğiyle.