Yasin Taçar : Batı'nın 'Ben' Tutumu

BATI’NIN ‘BEN’ TUTUMU

 

Oswald Spengler, milliyetçilik, liberalizm, sosyalizm gibi ideolojilerin tüm dünyada yankı bulduğu, karşılık gördüğü hatta siyasi arenada kanlı mücadelelerin hüküm sürdüğü bir çağda yaşadı. İmparatorlukların yerini ulus devletlere bıraktığı, bilimin dini kenara attığı bir çağda. Dahası büyük savaşlar yaşanmıştır, milyonlarca insanın kanı yeryüzünü bulamıştır. İşte bu dönemde Spengler büyük şaheserini ortaya çıkarır, ona göre bütün suç Avrupa narsisizmindedir.

“Birer organizmadır kültürler.” Kültür doğar, gelişir, bir noktadan sonra da ölür. Spengler’in terminolojisinde ölmüş kültüre medeniyet denilir. Ve Batı bu noktada miadını doldurmuştur. Avrupa’nın narsizmi, onun ölümüne neden olmuştur. Batı’nın Çöküşü buradan gelmiştir. Batı, Spengler’e göre çökmüştür ve yakın zamanda Batı da bu gerçekle yüzleşecektir.

Batı’nın çöküşünün bir nedeni de insanın makinelere köle olmasıdır. Batı medeniyeti dinleri sahne dışına iterken yeni bir din uydurmuş, materyalist bir dine sahip olmuştur. Bu din sonucunda da makinelere tüm insanlığını teslim etmiştir. Spengler onlara “züppe ilericiler” diyecektir; yani bu dinin inanları züppe ilericilerdir, makineyle ilerlemenin mümkün olduğunu savunmaktadırlar. Tıpkı Mesih gibi, insanlığa kurtuluşu makineler getirecektir. Bugünün kapitalist dünyasının tohumları bu inançla atılmıştır, bugün de halen sürmektedir ama dünya üzerinde savaşın, yıkımın hiç bitmemesi, azalmaması zaten çökmüş bir düşünce olduğunu göstermektedir.

“Besbelli ki Batı kültürleri için Atina, Floransa veya Paris’in varlığı Lo-yang veya Patapilutra’nın varlığından daha önemlidir. Fakat bu çeşit değer biçmeler üzerine bir dünya tarihi planının kurulmasına izin verilebilir mi? Eğer öyle ise Çinli tarihçi Haçlı Seferleri’nin Rönesans’ın, Sezar ve Büyük Frederik’in önemsiz diye yer almadıkları bir dünya tarihi kurmaya hak kazanmıştır. Morfolojik açıdan bizim 18. Yüzyılımız ondan önceki altmış yüzyılın her birisinden nasıl daha önemli olabilir?”

Spengler’e göre Batı narsistir, ben merkezli bakmakta, dünyayı ben merkezli yorumlamakta, dünyaya ben merkezli şekil vermeye çalışmaktadır. Bütün kültürleri, ülkelerin tarihlerini, durumlarını göz ardı etmekte, önemsememektedir. Batı’nın bu ben merkezli tutumu, Batı’nın çöküşüne temel olmuş, zemin hazırlamıştır.

İşte onun dev eseri Batı’nın Çöküşü, Kadir Daniş’in yetkin ve kusursuz çevirisiyle Ketebe Yayınları’ndan çıktı. Spengler dünya tarihini, tespitlerini, olguları değerlendirme işlemini ve sonuca ulaşmayı büyük pencereden görebilmeyi başarmış, kendini ideolojilerin etkisinden uzak tutmuş, gerçek bir düşünce ortaya koymuştur. O entelektüelin namusunun timsali olmuştur. İçeriden bakabilmeyi ve dışarıyı görebilmeyi son derece ustalıkla kotarmıştır.

Bütün bunlara rağmen halen daha ne ülkemizde ne de dünyada hak ettiği ilgiyi görmemiştir. Bunun nedeni belki de çöktüğünü kabul etmemekte direnen Batı kanonudur. Fakat önemli değildir. Hakikat sessiz ve yavaş olsa da muhakkak süzülür ve girmesi gereken yere girer, sonra da nüfuz eder. Nüfuz gerçekleştikten sonra ise geri dönüş yoktur.